Der Dieb und der Tiger

Es lebte einmal ein Dieb. Auf einer Reise kam sein Pferd ums Leben und er musste seine Reise zu Fuß fortführen.

Unterwegs begegnete er einer Karawane. Er wollte von den Leuten ein Pferd. Sie konnten ihm kein Pferd geben, weil sie selber mit den Pferden knapp waren. Der Dieb dachte bei sich: "Ich werde es mir schon anderweitig holen", und folgte der Karawane.

Es ist Abend geworden und man konnte kaum etwas erkennen. Die Karawane hat sich entschieden im Wald zu übernachten. Im Wald war auch ein Tiger, der jeden angegriffen hat. In dieser Nacht kam der Tiger ebenfalls. Der Dieb hat sich hinter dem Tiger versteckt, damit die Leute ihn nicht bemerken. Jeder schlief fest. Der Dieb schnappte sich ein Pferd und ritt davon.

Das Pferd wurde plötzlich schneller und schneller. Und der Dieb freute sich, dass er so ein Pferd erwischt hat. Der Tiger freute sich ebenfalls, dass seine Beute hinter ihm her ist und nicht er hinter der Beute.

Der Tiger lief bis in den Morgen hinein. Am Morgen bemerkte der Dieb, dass er nicht auf einem Pferd ritt, sondern auf einem Tiger. Er erschrak und lief so schnell er konnte weg.

Der Tiger konnte nicht hinter ihm herjagen, weil er so müde geworden war. Er war so müde, dass er keinen Schritt mehr machen konnte, er schlief sofort ein.

Nach einer Weile kam ein Affe zu dem Tiger. Der Tiger erzählte dem Affen alles was passierte. Der Affe sagte:

"Lass uns den Dieb fangen und aus dem Wald verscheuchen."

Der Tiger riet dem Affen den Dieb nicht zu folgen, weil die Menschen sehr schlau sind. Der Affe hört nicht darauf und folgte dem Dieb.

Der Dieb war aber darauf vorbereitet und stellte ihm eine Falle. Der Affe ist in der Falle gefangen und hing am Seil. Der Tiger hörte die qualvollen Schreie des Affen und lief zu ihm. Der Tiger sagte zu dem Affen:

"Habe ich es dir nicht gesagt, dass die Menschen sehr schlau sind. Hast du es jetzt verstanden?"

Ein paar Tage später begegneten die Leute der Karawane dem Dieb. Der Dieb erzählte den Leuten alles was passiert war. Der Karawanenführer sagte:

"Der Tiger war eine Bedrohung für alle Karawanen."

Und freute sich sehr darüber das der Dieb es geschafft hatte den Tiger aus dem Wald zu vertreiben. Zu Belohnung bekam der Dieb das beste Pferd geschenkt.


Quelle: Übersetzung © Onur Özcanli, Schüler, 11 Jahre (!), Deutschland. Diese "Fleißaufgabe" der Übersetzung und Digitalisierung eines Schülers kann gar nicht hoch genug anerkannt werden! Danke für diese brilliante Zusendung!

Hirsiz ile Kaplan

Azili bir hirsiz varmis. Bir yolculuk sirasinda ati ölmüs, issiz bozkirin ortasinda yaya kalmis ve güç belâ yürümeye baslamis. Bir ara rastladigi kervancilardan binmek için at istemis. Kervancilar:

-Fazla binegimiz yok, demisler. Hirsiz, buna çok öfkelenmis:

-Öyle mi!.. Yolla vermediginizi, zorla almasini bilirim ben, diyerek kervanin ardina takilmis. Gün batmis. Karanlik çökmüs her yere. Kervancilar, sik bir ormanin kenarinda gecelemege karar vermisler.

Bu ormanda, gelip geçen kervanlara saldiran bir kaplan yasarmis. Kervancilar, ates yakmislar. Hayvanlarini güzelce baglamislar. Bu sirada kaplan, kervana oldukça yaklasmis ve atesin sönmesini beklemeye baslamis. Hirsiz da yavas yavas gelip kaplanin arka tarafina pusmus. O da kervancilarin uyumasini bekliyormus. Bir zaman sonra gürültüler kesilmis. Hirsiz, kervancilarin uykuya daldiklarina kanaat getirmis ve kervana dogru yaklasmis. En kenarda, kendisine en yakin duran ala ata atlamis. Ala at, ürktügü için ok gibi firlamis ve kosturmaya baslamis. O zaman hirsiz, su türküyü söylemis:

-Söyleyeyim söyle dedigini, ala atim,

Böyle bir at idi intizarim.
Talana çiktim bu gece ugrum açildi,
Takdir çikartti karsima seni, Allah kerim...

Keyfi yerine gelen hirsiz, bu türküyü tekrar ederek tepinip duruyormus. Bu kez, kaplan türküye baslamis:

-Kurban oldugum Allah'im, kavusturdun,
Arkama düsmeyecek sekilde yapistirdin.
Ölümüm böyle mi olacak yoksa, Sikistirip cigerlerimi birbirine karistirdin...

Kaplan, öfkeyle sabaha kadar kosturmus. Tan atmis, gün dogmus. Hirsiz bir de bakmis ki bindigi at degil, kaplan. Saskinliktan küçük dilini yutmus.

-Ben de, 'Neden yorulmuyor bu hayvan? Üstü yumusak, yürüyüsü atinkinden farkli.' diyordum. Meger kaplanmis akimdaki. Hemen kurtulmam lâzim bundan... diyerek korkunun da tesiriyle bir kurtulus çaresi düsünmeye baslamis. Kursun gibi kosan kaplan iki agacin arasindan geçerken, hirsiz, bir agacin dalina yapismis ve agaçta asili olarak kalmis. Yorgunluktan imani gevreyen kaplan, sik kamislarin arasina girmis ve basini kaldirmadan burnundan soluyarak yatmis. Biraz sonra, kaplanin yanina maymun gelmis:

-Gözünü budaktan esirgemeyen yigidim, neden
böyle uzanmis yatiyorsun, diye sormus. Kaplan, inleyerek yattigi yerden cevap vermis:

-Maymunum, görmedin tabi yaptigimi,
Yürümege hâlim kalmadan yattigimi,
Yol bekleyip yolculara saldirayim diye Hirsizin bacaklarindan çektiklerimi...

Ilkin biraz çekinen maymun da baslamis türkü söylemeye:

-Sana zor, bana kolay; biliyorum iyice,
Hirsizi issiz bozkirda gördüm nice
Ormanda yer vermeyelim, durdurmayalim,
Belâyi öldürüp defedeyim varip gizlice...

Maymun, hiddetle kalkip ormana dogru yönelmis. Kaplan, maymunu durdurup akil vermis:

-Gözünü yumarak ölüme gitmez derim,
Sirtina bir yapisirsa inmez derim,
Insanoglu hem akilli, hem kurnazdir
Gece boyu binse de yorulma bilmez derim.

Ancak, kaplanin sözlerine kulak asmamis maymun ve hirsizin yanina varmis. Agaca tirmanmaya baslamis. Hirsiz da bos durmamis geçen vakit içinde. Gömlegini çikarmis, ince ince keserek ip yapmis. Sonra da ipten bir tuzak kurmus. Hirsiz, bu tuzagi ustalikla kullanarak maymunun arka ayaklarina geçirmis ve yukari çekmis onu. Kaplan, can korkusuyla aci aci bagiran maymunun yakinina gelmis:

-Maymunum, gitme dedim, dinlemedin,
Simdi müskül duruma düstün mü kendin?
Niye dayanamayip bagiriyorsun?
Insanlarin akilli oldugunu simdi mi ögrendin?"

Bunlari söyledikten sonra kaplan, bir saniye bile durmadan kaçip gitmis oradan. Kervancilar, birkaç gün yol yürüdükten sonra hirsizin yanina gelmisler. Hirsiz, basindan geçenleri kervancilara anlatmis. Bunun üzerine kervanbasi, memnuniyetini bir türküyle dile getirmis:

-Hey, bu yigit çok atik ve akilli imis,
Hünerleri de özgelerden farkli imis.
Kaplan, yolcularin düsmanidir.
Bir at bu kahramanin hakki imis.

Yigidin kahramanlik ve cesaretini takdir eden kervancilar, güzel bir at seçerek ona vermisler.


Quelle:Tilki Ile Keklik, Türkiye Türkçesine Kazandiran, Kazak Masallari, Asur Özdemir, Istanbul 2003, S. 47ff.